481 entry daha
  • türkiye'de tahvil-bono vs. yatırım fonları ve türev piyasalara yapılan yatırımların çok düşük olduğu malumunuzdur. borsa oynayan adama bile şöyle bir bakarlar. ama güçlü bir finansal piyasanın temeli piyasaların derin olmasına, yani çok fazla katılımcı olmasına bağlıdır.

    bireysel emeklilik sistemi de % 25'lik devlet katkısı pazarlamasıyla işte bu piyasayı güçlendirmeye çalışıyor ve yatırımcının ağzına tabirci caizse bir parmak bal çalıyor. ama işin aslına bakarsanız, bes'e katılmak yapılabilecek en kötü yatırım şekli. paranızı klasik tl vadeli hesaba bile yatırsanız daha iyidir. çünkü en azından paranızın zaman değeri paralelinde değer yitirmesini engelleyebilirsiniz. ayrıca paranızı dilediğiniz zaman çekip sistemden ayrılabilirsiniz.

    şimdi bes'in en büyük cazibe kaynağına gelelim; o da şudur: %25'lik devlet katkısı. örneğin 100 lira yatırırsanız, her ay 25 lirayı devlet katkısı olarak hesabınıza aktarıyorlar. daha sonradan karışıklık olmaması adına bes'in diğer temel özelliklerini de belirtelim. bes'ten alınacak devlet katkısının belirli şartları var: sistemde 10 yıl kalmak ve 56 yaş haddini doldurmak gibi. bu durumda, paranızın ve getirisinin tamamını alabiliyorsunuz. 6. yılda ve 3. yılda ara dönemde sırasıyla % 30 ve % 60'lık kayıplara rıza göstererek de sistemden ayrılabiliyorsunuz.

    şimdi gelelim örneğimizdeki 100 liraya aldığınız 25 lira katkı payına. % 25 deyince bir cazibe yaratıyor insanlarda ama işin aslı öyle değil. bu işin en büyük numarası, bu paranın sabit olmasıdır. mesela 100 liraya alacağınız 25 lira katkı payının enflasyon karşısında yaşadığı erimeyi düşünelim. 25 liranız 10 sene bes sistemi içinde öylece bekleyecek ve 10 yılın sonunda aslında size zarar olarak dönecektir. çünkü bu para her sene % 6-10 arasında değişen enflasyon karşısında yitip gitmektedir. tabii her para yatırdığınız dönemde alacağınız katkı payının sistemde kalma süresi azalıyor ama sonuç olarak fark eden bir şey yok. aslında katkı payından kar ettiğiniz filan yok. bilakis zarar ediyorsunuz. alacağınız % 25'lik katkı payı, yıllar içerisinde enflasyon, hatta hiperenflasyon karşısında durduk yere aldığınız bir riskten başka bir şey değil. yani, durduk yere enflasyonu yener miyim diye risk alıyorsunuz. üstelik kar etmeyeceğinizi bile bile. hatta alacağınız kar paylarında belirli dönemlerde % 30-60'lık kesinti yapılmasının da esprisi bu zaten. yani demek istiyorlar ki, sistem içerisinde yeterince kalmadın ve enflasyon karşısında sana verdiğimiz o katkı payları var ya, onlar yeterince değer yitirmedi. az kalsın bu sistemde kar edecektin bizden seni köftehor... sistem bunu söylemektedir işte.

    devlet, sizi sisteme alarak kendi finansal sistemini güçlendirmeye çalışıyor, yatırımcısının hiçbir karının olmayacağını bile bile. ama başta dediğim gibi vadeli tl hesabına geçseydiniz ne olacaktı? yılda mesela %7-10 arası bir faiz alacaktınız. bu alacağınız faiz her dönem anaparanın üstüne eklendiğinden aslında bileşik faizle anaparanızı en azından enflasyon karşısında korumuş olacaktınız. çünkü katkı payında olduğu üzere, öylece bekleyen ve 10 yıl da sabit kalacak olan 25 tl'lik bir katkı payının size hiçbir faydası yok, hatta zararı var.

    http://uppix.com/…an_al__nt__s_53ba44550016f18a.png

    mesela şurada aylık 100 tl yatırarak, 5 yıl sonunda elde edeceğiniz faizi gösteren bir tablo var. bunu bir bankanın gücel mevduat hesaplama tablosundan aldım. 1395 lira net faiz getirisi var. bunu bir de 10 yıl üzerinden düşünün siz. devlet size bu 5 yıllık dönemde ne verecekti. aylık 25 yani yıllık 300 liradan 5 yılda 1500. tabii 5 yıl içinde sistemden ayrılırsanız bunun en fazla yarısını alırsınız ki, buyurun zarar ettiniz bile. 10 yıl içinde bu fark daha da açılacaktır. devlet katkısının tamamını alsanız bile.

    bu durumda siz bes'e katılarak riskli yatırım fonlarıyla haşır neşir olmaktan başka bir şey yapmadınız. risksiz ve çok düşük getirili b tipi likit fonları da zaten kendiniz alabilirdiniz. üstelik enflasyon riskini göze almadan. çünkü mazallah bu ülkede 10 sene içinde faizler yükselip enflasyon da tepe taklak olup fırlarsa o zaman aldığınız risk dudak uçuklatacaktır. sistem şu halde akıllı uslu ilerlerken bile zarar ediyorsunuz zaten.

    bes'e katılanlara üzülüyorum. üstelik bankada yönetici pozisyonuna kadar gelmiş olup, işin aslını anlayamayan, hala kenara para atıyorum işte diye sevindirik olan yöneticiler bile var. bir tane hesabı varken bir tane de annesine açmış eheheh. en basit vadeli yatırım hesabı karşısında bile tutunamıyor sistem. yazık günah ya. hadi hayırlı tıraşlar.

    not: yüzde 25'lik devlet katkısının da işletildiğine dair mesajlar alıyorum. zaten sorun da buradan kaynaklanıyor. ben bu işletme olsa dahi, anapara ve katkı paylarının enflasyon karşısında - her şey normal seyrinde gitse dahi; başımıza rusya'nın başına gelenler gelmeyecek olsa dahi - tutunamayacağını söylüyorum. zaten anapara + katkı payının, enflasyon karşısındaki tutarsızlığını; farkını* bu yüzden vurguladım.

    not2: bu bir bes'e katılın/katılmayın entrysi değildi. burada belirtmek istediğim esas konu, yatırım yapmasını bilmeyen hanehalkının gözünün boyanmasıydı. zaten entry'nin girişinde bahsettiğim, piyasalarımızın derin olmaması hadisesi bunun açık bir göstergesi. ama ben senin karşına çıkıp, dostum sen yastık altı para biriktiriyorsun; ben bunu işleteyim; senin ruhun bile duymaz dersem; bunun reklamlarını yaparsam; bu noktada ben, devlet bir bakıma çöpçüler kralı gibi oluyoruz. kiraları topladıktan sonra, bunu übeyit bey'de işleten kemal sunal'ı hatırlayalım. kemal sunal buradan bir çıkar sağlıyor. bu etik midir? buranın cevabını size bırakıyorum işte. ben buna bir yanıt vermedim. ben insanların aymazlığına kızdım. hepsi bu.

    not3: sizler için küçük bir birikimli mevduat hesabı yaptım. çünkü bankaların birikimli mevduat hesap makineleri ya çalışmıyor, ya kaldırmışlar ya da en fazla 5 yıllık hesaplama yapıyorlar. bakın kardeşler; anüite'nin formülü şurada;

    şimdi enpara.com'dan aylık mevduatları için yıllık faiz oranı'na bakıyorum da; bunun %10,60 olduğunu görüyorum.

    10,60'lık bu vadeye yatırıldığında aylık 0,79 kazanç verdiğini görüyoruz. yani aylık faiz oranına binde 8 yani yüzde 0,8 diyelim. şimdi anüite formülünde i yerine 0,008 yazalım. (1+i)^n-1/i= burada n yerine de 120 (ay) yazarız. 10 yılda 120 ay var. sonuç 200 çıkıyor. 200 x aylık kenara koyacağınız para. buna da 100 lira diyelim. cevap ne oldu; 20.000 tl. her ay 100 lirayı bankaya değil yastığın altına koysaydınız, 120 ayda, 12.000 lira yapardı. bankaya koydunuz; 20.000 tl yaptı. karınız? 8.000 tl. yani yüzde 66,6. yani bes'çilerin %25'lik devlet katkısıyla kıyaslanamayacak kadar fazla. çünkü burada birikimli mevduat var; yani bileşik faiz.

    şimdi şu sorular kesin gelecek; o yüzden peşinen cevap vereyim;

    - aylık faizden de kesintiler olabiliyor; nasıl yüzde 66,6 dersin?

    evet, ama bu % 66,6'lık getiriyi ne kadar eritir? keşke bir bankanın birikimli mevduat hesabı çalışsaydı da bunlarla uğraşmasaydık ve daha net bir cevap görseydik o bankanın grafiklerinde veya tablolarında. ama bir yanda, sizin deyiminizle, ana parayla beraber katkı payı da tasarruf fonlarında işleyen, bununla birlikte sistemden erken ayrıldığınızda yaşınızı doldurmadığınızda kesintiler yapabilen anapara + yüzde 25'lik devlet katkısı var. diğer tarafta; hiçbir özelliği olmayan; paranın zaman değeri karşısındaki erimesini önleyen basit bir yatırım aracı olan vadeli mevduat ve 10 yıllık süreçte onun yüzde 66,6'lık getirisi var. durum bu, gerisini siz düşünün.

    - garantici, normal, atak tipi yatırım fonlarından kar elde edilmiyor mu?

    ediliyor ama bunun takibini kaç bes'çi yapabiliyor? ekonomi kötü giderse bunun hesabını kim verecek? neden kendimi böyle bir sisteme entegre etmek zorundayım ki? bu gibi soru ve sorunlar ortaya çıkıyor.
    sorun aslında baştan beri şu; neden kendimi bir sisteme mahkum edip, belirsiz bir riski üstleneyim ki?!
2422 entry daha
hesabın var mı? giriş yap